Klasik Koşullanma Perspektifi Üzerinden Fobiler
‘Klasik Koşullanma’, Rus fizyolog Ivan Pavlov tarafından keşfedilmiş ve psikolojideki ‘davranışcı yaklaşımını’ etkilemiştir. Amaç organizmaların doğal uyarıcılara verdiği doğal tepkileri, yapay uyarıcılara da verip vermediğini denemek için yapılan deneyler bütünü ve çevresel bir uyaran ile doğal olarak oluşan bir uyaran arasındaki ilişkiler yoluyla ortaya çıkan bir öğrenme sürecidir. Klasik koşullanma terimini daha iyi anlamak için çoğu kişinin aşina olduğu ‘Pavlov’un köpeği’ deneyine göz atalım;
Tüm köpekler kendileri için doğal bir uyarıcı olan ete karşı doğal bir tepki vermektedirler. Salyalar ise Köpeklerin doğal tepkisidir. Klasik koşullanmada ilk olarak köpeğe doğal uyarıcı olarak et verilir. Bu doğal uyarıcı karşısında köpek, salyasını vermektedir. Pavlov ikinci adımda ise köpeğe doğal uyarıcı olan et verirken bunun yanında da yapay uyarıcı olan zili çalmaya başlamıştır. Bu durum bir süre devam edince, köpek zil çalınca kendisini et verileceğini öğrenmiş, yani bu duruma koşullanmıştır. Pavlov bir süre sonra köpeğine et vermeyip sadece zil çalmıştır ve köpeği tekrar salya tepkisi vermiştir. Böylece köpeklerin koşullanma yolu ile yapay uyarıcılara da tepki verdiğini saptamıştır.
Klasik Koşullanmanın fobilerimiz üzerinde bir etkisi var mı?
Klasik koşullanma, fobileri hem daha iyi anlamamızda hem de tedavi sürecinde kullanılır. Fobiler, bir objeye veya duruma karşı geliştirdiğimiz ‘aşırı’ ve ‘mantıksız’ korkularımızdır. Daha az uyarlanabilir fobiler, orantılı bir tehlikenin olmadığı durumlarda nesnelere veya durumlara karşı korkunun aşırı tezahürleridir.
Fobik tepkilerin bir açıklaması olarak koşullandırma, Watson ve Rayner’ın (1920) daha önce nötr olan bir uyarana karşı caydırıcı ve kaçınmacı tepkilerin öğrenilebileceğini gösteren ünlü gösteriminden doğdu. Bu iki isim, İnsanlarda korku tepkisinin klasik koşullanma yoluyla öğrenilip öğrenilemeyeceğini incelemek için bir laboratuvar deneyi gerçekleştirdi. Bu deney, insanlarda klasik koşullanma süreci yoluyla bir korku tepkisinin uyarılabileceğini gösterdi.
Buna ek olarak, Little Albert (Küçük Albert) deneyinde de benzer objelere korku geliştirilebileceği öne sürüldü. Küçük Albert başlangıçta beyaz bir fareden hiç korkmamış; ancak fare tekrar tekrar yüksek, korkutucu seslerle eşleştirildikten sonra, fare oradayken Albert ağlamıştı. Çocuğun korkusu diğer bulanık beyaz nesnelere de genelleşmiştir ve Albert artık sadece fareden değil başka bir ‘beyaz’ ve ‘tüylü’ bir nesne ile karşılaştığı zaman korku duymuş ve ağlamaya başlamıştır.
Watson’ın kendisi tutarlı bir fobi edinme teorisi formüle etmemiş olsa da, çalışmadan çıkan sonuç, aşırı ve kalıcı korkunun (yani bir fobinin), bazı korku uyandıran veya travmatik olaylara zamansal yakınlıkta bir uyaran deneyimlenmesi yoluyla kazanılabileceğiydi. Bu deney bizlere fobilerin nasıl klasik koşullanma üzerinden inşaa edilebileceğini sunuyor. Daha sonra yapılan araştırmalarda ise ‘’Klinik hastalarının büyük bir çoğunluğunun, fobilerin doğrudan koşullandırma deneyimlerine atfettiklerini buldular’’ (Hofmann et al., 1995, p. 567).
Fobilerin oluşumunu sadece klasik koşullama ile açıklamak doğru değildir. Ancak, bizlere fobiler açısından farklı bir perspektif sunabilir.
Referanslar;
Wikipedia contributors. (2016, April 7). Klasik koşullanma. Vikipedi. https://tr.wikipedia.org/wiki/ Klasik_ko%C5%9Fullanma
Field, A. P. (2006). Is conditioning a useful framework for understanding the development and treatment of phobias? Clinical Psychology Review, 26(7), 857–875. https://doi.org/10.1016/ j.cpr.2005.05.010
Coelho, C. M., & Purkis, H. (2009). The Origins of Specific Phobias: Influential Theories and Current Perspectives. Review of General Psychology, 13(4), 335–348. https://doi.org/10.1037/ a0017759
Hoffman, S. G., Ehlers, A., & Roth, W. (1995). Conditioning theory: a model for etiology of public speaking anxiety? Behav. Res. Ther., 33(5), 567-571.
Related Posts
Aşkın Gözü Gerçekten Kör Mü?
Dünyaya geldiği andan beri ikili ilişkiler içerisinde yer alan insanlar,...
SOSYAL KAYGI BOZUKLUĞU NEDİR?
Sosyal kaygı bozukluğu, kişinin çevresindekilerin gözlerinin...
KIRIK CAMLAR TEORİSİ
Kırık camlar teorisinin temelinde en küçük bir düzensizliğin suçu tetikleyebilme...
DUYGUSAL YEME
Dünyaya geldiği andan itibaren insanların hayatlarını devam ettirebilmek,...