KUSURLU GÜZELLİK: KİNTSUGİ
Bizler, ömür boyu hayatımızın her alanında mükemmelliği arıyoruz. Mükemmel olan daha iyidir diye düşünüyoruz. Mükemmel ev, mükemmel araba, mükemmel okul, mükemmel iş… Bu fikrin temeli, aslında evrimsel psikolojiye dayanıyor. Ancak bu kusursuzu arayışın bizi çok yoran bir şey olduğunu farkına bile varmadan gençliğimizi yitirip ölüp geçiyoruz bu dünyadan. Halbuki kusursuzluk kalbimizde saklı.
Kintsugi eski bir Japon felsefesidir. Amacı kırılan nesneyi eskisinden daha güzel ve işlevli hale getirmektir. Kırılmanın aslında bir bozulma bir yok olma değil; yeni bir var oluş biçimi olduğunu savunmaktadır. Ağırlıklı olarak seramik objelere uygulanmaktadır. Bu felsefe bazı kaynaklarda “Kintsukuroi” olarak da geçmektedir.
Kintsugi’nin ortaya çıkışı 15.yy’a dayanmaktadır. Üstelik günümüzde de karşımıza çıkabilecek basit bir olayla. Çok sevdiği çaydanlığı kırılan Japon bir komutan bu çaydanlığın tamir edilmesi için emir verir. Çaydanlık geri geldiğinde onarılmıştır fakat bir şeyler yanlıştır. Komutanın sevdiği çaydanlık bu değildir ve o eski kendi çaydanlığını istemektedir. Bu mümkün olamayacağı için Japon zanaatkar bir alternatif üretme gayesiyle çaydanlık üzerinde çalışmaya başlarlar. Bu çalışma sırasında güttükleri estetik kaygı ve komutanın eşyasına olan bağlılığının bilinirliği Kintsugi felsefesinin gelişmesini sağlamıştır. Çaydanlık eskisinden de iyi gözükmektedir (https://www.sanatperver.com/kintsugi-felsefesi-nedir/)
Kintsugi, Budist öğretisinden türetilen Japon felsefesi wabi-sabi’ye dayanıyor. wabi-sabi, kusurlu olanı kabul etmek, kucaklamak, onların içindeki güzelliği görmek anlamına geliyor. Bu birbirine yaslanan felsefe ve geleneğe bir metafor olarak baktığınızda da Kintsugi’den de wabi-sabi’den de öğrenecek çok şeyimiz var.
İnsanız, hatalar yapıyoruz, bir şeyler olmuyor, her birinden bir ders alarak bir sonraki aşamaya geçiyoruz, hiçbirimiz mükemmel değiliz, ama mükemmel olmasak da yaşıyoruz. İşte wabi-sabi de hatalarından ders alan, kırıldığı yerden güçlenen insanları kucaklamak bir nevi. Etrafımızdaki insanları kusurlarıyla kabul etmeyi öğreniyoruz. Sevmediğimiz huylarımızı törpülüyoruz lakin, yine de kusurluyuz, böyle de iyiyiz (https://www.ruhundoysun.com/yazilar/catlaklardaki-hikaye-kintsugi/)
Bizi bir bütün kılan şey aslında kusurlarımız, kırıklarımız, çatlaklarımız. Hayat herkesi tökezletebiliyor, kırabiliyor. Hemingway’in de dediği gibi, bazıları bu kırıklardan daha güçlü, daha parlak çıkıyor. Hayatınızdaki kırıklardan daha parlak çıkmanız dileğimle…
Kaynakça:
Related Posts
Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği
TDK'de (2022) cinsiyet; ''Bireye üreme işinde ayrı bir rol veren ve erkekle...
Kendini Gerçekleştiren Kehanet
Pygmalion etkisi şeklinde de adlandırılabilen kendini gerçekleştiren kehanet...
BEDEN DİSMORFİ BOZUKLUĞU
İlk olarak 1891 yılında Morselli tarafından “dismorfofobi” olarak adlandırılan...