

MUNCHAUSEN SENDROMU
Munchausen sendromu, Asher tarafından 1951 yılında hastanelerarası dolaşarak ve hastalık hikayeleri uydurarak kendine gereksiz yere cerrahi müdahaleler uygulanmasına razı olmuş bir grup hastayı belirtmekte kullanılmıştır. Asher ve arkadaşlarının tanımlamış olduğu bu sendromda hastalar muayene olmaya veya acil servislere sıklıkla klinik semptomlarla desteklenmiş uydurma öyküler ile gelmektedir. Çoğunlukla da hasta sonuç alamayarak hastaneden ayrılır ve aynı şekilde tekrar tekrar hastaneye başvuru yapar. Günümüzde bu hastalar hastalıklar ile ilgili bilgilere daha kolay ulaşabildiği için en zeki gözlemcileri bile aldatabilecek semptomları taklit edebilecek psikiyatrik sorunları olan bireylerdir (Eşiyok, Hancı, 2001).
Munchausen sendromu yapay bozuklukluğun en uç tipidir. Karakteristik olarak patolojik yalan, hasta taklidi ve sürekli dolaşma üçlemi görülmektedir. Ayrıca birçok bilinen hastalığın bilinçsiz olarak taklit edilmesi şeklinde görülen kronik ve ruhsal kökenli bozukluktur. Kendi kendisine zarar verecek travmatik yaralanmalar, ileri derecede iştahsızlık, termometre ile oynayarak beden ısısını yüksek göstermek, kendi kendisinin neden olduğu yaralara bağlı ciltte infeksiyonlar ve apseler görülebilmektedir (Erol vd. 2004).
Psikopatolojik olarak bu sendroma sahip bireylerde histrionik kişilik özellikleri, ağır duygulanım bozuklukları, bir veya birçok madde bağımlılığı söz konusu olabilir. Söyledikleri yalanlarda, yaptıkları taklitlerde bilinçsiz yaklaşımlar vardır. Davranışları ve konuşmaları bilinçdışı süreçlerle ortaya çıkar. Kişilerararası iletişim problemleri görülür. Aile içi sorunlar ve ekonomik problemler bu sendromun ortaya çıkmasına neden olabilir. Ağrı derecede suçluluk duygusu ve kişinin kendisini şiddetle cezalandırma dürtüsü bulunabilir. Bu durumlarda bireylerin operasyon gerektiren ciddi hastalıkları varmış gibi taklitler yapması alışkanlık halini alabilir. Bu sendromun anlaşılmaması durumunda ve kişinin ulaşmak istediği amaç doğrultusunda birçok gereksiz operasyon yapılabilir (Noyan,2000).
Hastaların birçok sağlık kuruluşuna başvurması, geçmiş öykülerini anlatmaktan kaçınmaları, dış kaynaklardan gelen bilgilere erişimlere izin vermemeleri, semptomların karmaşık ve bilinen hastalığa karşılık gelmemesi, çok sayıda ilaça alerjileri olması, fiziksel muayenede çok sayıda cerrahi izler, psikiyatri danışmanlığına karşı gelme, hastaneden taburcu edilmeden kısa süre içerisimde semptomların tekrardan ortaya çıkması ayırıcı tanı olarak ipucu olabilir. Kişi sorununu ve tedaviyi kabul ederse semptomları kontrol altına alınabilir. Yapılabilecek standart tedaviler ise psikoterapi ve bilişsel davranışçı terapidir.
REFERANS
Erol, A., Bayram, S., Mete, L. (2004). Çok Sayıda Ruhsal Bozukluğu Taklit Eden Bir Yapay Bozukluk Olgusu. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 5, 249-253
Eşiyok, B., Hancı, İ. H. (2001). Yapay Bozukluk: Munchausen Sendromu. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi, 10(9), 326-327.
Noyan, M. A. (2000). Yapay Bozukluklar. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 1(3), 162-173.
https://evrimagaci.org/munchausen-sendromu-yapay-bozukluk-nedir-hasta-olmayan-insanlar-neden-hastaymis-gibi-davraniyorlar-11748https://pixabay.com/tr/illustrations/doktor-hem%c5%9fire-hasta-corona-5947297/
Related Posts
Epilepsinin Psikolojik Etkileri Nelerdir?
“Sara hastalığı” olarak da bilinen epilepsi, geçmişten günümüze en sık...
DİSSOSİYATİF KİMLİK BOZUKLUĞU
DKB Nedir? Yaygın olarak ‘Çoklu Kişilik Bozukluğu’ olarak bilinen...
Sınırda Kişilik Bozukluğu
Borderline (Sınırda) kişilik bozukluğu; dürtü kontrolünde, duygulanım...