Obsesif Kompulsif Bozukluk
Birçok alt türü bulunan Obsesif Kompulsif Bozukluk, (OKB) en genel anlamı ile zihnimizde meydana gelen ve engelleyemediğimiz durumlar karşısında verdiğimiz dürtüsel tepkilerdir.Obsesyon adı itibariyle takıntılı düşünce,fikir ve bazı durumlarda dürtüdür.Kompulsiyon ise bu obsesyona karşı(takıntılı düşünce,fikir,vb.)beynimizin oluşturduğu dürtüsel ve yoğunlukla anlık rahatlamalar sağlayan davranışlardır.OKB ‘yi güzel bir örnek ile açıklayalım; Yemekten önce ellerimizi yıkama davranışı normal rutinimizdir.Ellerimizi yıkarız,sofraya otururuz.OKB tanısı koymuş bireylerde durum daha farklıdır.Birey ellerini bir defa yıkamış olmasına rağmen,ikinci defa yıkar bu da yeterli gelmez bazen üçüncü defa yıkar ve bir türlü sofraya oturamaz. Tabii ki burada bahsettiğimiz davranış titizlik ile karıştırılmamalıdır.OKB tanısı koymuş birey ellerinin temiz olduğunun hatta ilk yıkamada temizlendiğinin farkındadır.Fakat zihnine sürekli nüfus eden “Ya temiz değilse?” düşüncesi yani obsesyon ve bu düşünceye karşı geliştirmiş olduğu ellerinin birden fazla kez yıkama davranışı ise kompulsiyon olmuştur.(Birden fazla tipi olan OKB’nin “temizlik-yıkama obsesyonu” türünü örnekledim.)Biz burada OKB’nin etimolojisinden bahsettik.OKB tanısı almak için birçok semptomun,belirli aralıklarla görülmesi gerekir.Bunlar kısaca şunlardır:
A. Takıntıların (obsesyonların), zorlantıların (kompulsiyonların) ya da her ikisinin birlikte varlığı:
Takıntılar (obsesyonlar) (1) ve (2) ile tanımlanır:
1. Kimi zaman zorla ve istenmeden geliyor gibi yaşanan, çoğu kişide belirgin bir kaygı ya da sıkıntıya neden olan, yineleyici ve sürekli düşünceler, itkiler ya da imgeler.
2. Kişi, bu düşüncelere, itkilere ya da imgelere aldırmamaya ya da bunları baskılamaya çalışır ya da bunları başka bir düşünce ya da eylemle yüksüzleştirme (bir zorlantıyı yerine getirerek) girişimlerinde bulunur.
Zorlantılar (kompulsiyonlar) (1) ve (2) ile tanımlanır:
1. Kişinin takıntısına tepki olarak ya da katı bir biçimde uyulması gereken kurallara göre yapmaya zorlanmış gibi hissettiği yinelemeli davranışlar (örn. el yıkama, düzenleme, denetleyip durma) ya da zihinsel eylemler (örn. dinsel değeri olan sözler söyleme, sayı sayma, sözcükleri sessiz bir biçimde yineleme).
2. Bu davranışlar ya da zihinsel eylemler, yaşanan kaygı ya da sıkıntıdan korunma ya da bunları azaltma ya da korkulan bir olay ya da durumdan sakınma amacıyla yapılır; ancak bu davranışlar ya da zihinsel eylemler, yüksüzleştireceği ya da korunulacağı tasarlanan durumlarla gerçekçi bir biçimde ilişkili değildir ya da açıkça aşırı bir düzeydedir.
Not: Küçük çocuklar bu davranışlarının ya da zihinsel eylemlerinin amaçlarını dile getiremeyebilirler.
B. Takıntılar ya da zorlantılar kişinin zamanını alır (örn. Günde bir saatten çok zamanını alır) ya da klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur.
C. Takıntı-zorlantı belirtileri, bir maddenin (kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç) ya da başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.
D. Bu bozukluk, başka bir ruhsal bozukluğun belirtileriyle daha iyi açıklanamaz (örn. yaygın kaygı bozukluğunda olduğu gibi aşırı kuruntular; beden algısı bozukluğunda olduğu gibi dış görünümle aşırı uğraşma; biriktiricilik bozukluğunda olduğu gibi sahip olduklarını elden çıkartmakta ya da onlarla ilişkisini kesmekte güçlük çekme; trikotillomanide [saç yolma bozukluğu] olduğu gibi saçını yolma; deri yolma bozukluğunda olduğu gibi derisini yolma; basmakalıp davranış bozukluğunda olduğu gibi basmakalıp davranışlar; yeme bozukluklarında olduğu gibi törensel yeme davranışı; madde ile ilişkili ve bağımlılık bozukluklarında olduğu gibi maddeleri ya da kumar oynamayı düşünüp durma; hastalık kaygısı bozukluğunda olduğu gibi bir hastalığının olduğunu düşünüp durma; cinsel sapkınlık bozukluklarında olduğu gibi cinsel itkiler ya da düşlemler; yıkıcı bozukluklarda, dürtü denetimi ve davranım bozukluklarında olduğu gibi dürtüler; yeğin depresyon bozukluğunda olduğu gibi suçlulukla ilgili düşünsel uğraşlar; şizofreni açılımı kapsamında ve psikozla giden diğer bozukluklarda olduğu gibi düşünce sokulması ya da sanrısal uğraşlar ya da otizm açılımı kapsamında bozuklukta olduğu gibi yinelemeli davranış örüntüleri) (American Psychiatric Association,2013).
Peki bu durumla karşılaşan bireylerde hangi yol izlenmeli?
Uzun bir süreç ile karşı karşıya olduğumuzu bilmeliyiz.Öncelikle şartsız kabul ile başlamalıyız.Bunun yanında bireyin aile ve arkadaşlarına psiko-sosyal anlamda destek olması büyük önem taşıyor.Profesyonel olarak birçok ekol ve tedavi çeşidi bulunuyor.Bunların hastanın kaygı bozukluğu türüne göre belirlenip bu ölçüde ilaç ve psikoterapi sürecine adım atılması gerekir.
Referanslar:
American Psychiatric Association, Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fifth Edition (DSM-5), Diagnostic Criteria Reference Manual, trans. Köroğlu E, Association of Medical Publications, Ankara, 2014.
Related Posts
GÖRÜLMEYEN DUYGULAR: UTANÇ VE SUÇLULUK
Sosyal duygular olarak sınıflandırılan utanç ve suçluluk, bir sosyal dışlanma...
‘Panik Atak’ Bir Tanı Mıdır?
Genel olarak ‘Panik Atak’ ve ‘Panik Bozukluk’ birbirleri ile karıştırılabiliyor...
TAMAMLANMAMIŞ HİKAYEM: ZEİGARNİK ETKİSİ
YUNANCA ‘gnosis’, episteme ile eş anlamlı olup bilgi ya da bilim anlamına...
Savaşın Asker Üzerindeki Psikolojik Etkisi – TSSB
Ülkeler arasındaki ilişkiler ulusal çıkarların korunması ile ilgilidir. Bu...