ALKOLİZM VE GENETİK
Alkol tüketiminin en büyük zararı bağımlılığa neden olmasıdır. Bağımlılığın psikiyatrik olarak bir sendrom sayılması için ise maddeye karşı toleransın gelişmesi, madde azaltıldığında ya da kesildiğinde yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması, madde kullanımı nedeniyle sosyal, kişisel ve fiziksel aktivitelerin olumsuz olarak etkilenmesi gibi bazı gerekliliklerin karşılanması gerekmektedir (Harris vd, 2012).
Kişiyi alkolizmden koruyan ya da diğer insanların aksine alkolizme daha yatkın hale getiren birçok sosyokültürel, psikolojik, fizyolojik faktör bulunmaktadır. Alkolizmin altında yatan genetik faktörleri açıklamak için aile, ikiz, evlat edinme gibi çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Aile çalışmaları sonucunda birinci derece akrabalarda alkolizmin görülmesinin alkolizm riskini arttırdığı bulunsa da bunun genetik aktarım yoluyla mı yoksa alkolik davranışların model alınması yoluyla mı ortaya çıktığını net bir şekilde açıklamak zordur. İkiz çalışmaları sonucunda alkolizminde genetik aktarımın önemli bir rolü olduğu görülmüştür. Fakat bazı çalışmalar kadınlarda genetik aktarımın daha belirgin olduğu başka bir deyişle cinsiyete göre farklılaştığı sonucuna varmıştır. Erkeklerdeki alkolizm ise daha çok çevresel faktörlerle (arkadaş, iş ortamı vb.) açıklanmıştır. Evlat edinme çalışmalarında ise hem biyolojik ebeveynlerin alkolik olduğu fakat sağlıklı ebeveynler tarafından evlat edinilmiş çocuklarda hem de sağlıklı ebeveynlerin çocukları olmalarına rağmen evlat edinildiği ebeveynlerin alkolik olduğu ailelerdeki çocuklarda ilerleyen yaşlarda belirgin olarak alkolizme rastlanmıştır. Fakat daha sonra yapılan çalışmalarda ilk grubun ikinci gruba göre alkolik olma olasılığının daha yüksek olduğu bulunmuştur (Coşkunol vd, 1999). Tüm bu çalışmalar ışığında alkolizmin açıklaması zor ve karmaşık bir yapısı olduğu söylenebilir fakat genetik faktörlerin alkolizm üzerinde daha etkili olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Alkolizm ve genetik arasındaki ilişkiyi açıklayan biyolojik yaklaşıma göre ise alkolizmin kalıtımla geçen bir enzim bozukluğu olduğu bu sebeple de kişilerin doğuştan alkole daha duyarlı olduğu iddia edilmektedir. Kişiler alkole daha az dayanıklı oldukları için daha çok alkol tüketmektedirler. Aynı yaklaşımla farklı coğrafi bölgelerde yaşayan kişilerin alkol tüketimlerinin farklı olması da açıklanmıştır. Örneğin Asyalılar; İrlanda, İskoçya gibi ülkelerde yaşayan Avrupalılara göre alkole daha az dayanıklıdırlar (Ünal, 1991).
Kaynakça
Coşkunol, H. & Altıntoprak, E. (1999). Alkol kullanımının genetik yönleri. Klinik Psikiyatri Dergisi, 2, 222-229.
Harris, K. R., Graham, S., & Urdan T. (Eds.). (2012). APA educational psychology handbook (Vols. 1–3). American Psychological Association Ünal, M. (1991). Madde bağımlılığı ve alkolizmde aile. Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi
Related Posts
KUSURLU GÜZELLİK: KİNTSUGİ
Bizler, ömür boyu hayatımızın her alanında mükemmelliği arıyoruz. Mükemmel olan...
KADINA YÖNELİK ŞİDDETTE AİLE VE TOPLUM ETKİSİ
Kadına yönelik şiddet, kadınlara uzun ve kısa vadede psikolojik, fiziksel,...
Özerklik Ve Sosyal İlişki
Kişilik gelişimini açıklayan psikolojik kuramlar, geleneksel olarak...