HAYALET TİTREŞİM SENDROMU
Teknoloji insanların hayatında büyük kolaylık sağlamış ve günlük işlerimizi kolaylaştırmıştır. Bununla birlikte günümüzde birçok hastalığın sebebi yine teknolojinin getirdiği dezavantajlardan dolayı olmaktadır. Teknoloji geliştikçe bizi psikolojik ve fiziksel açıdan değişime uğratmaktadır. Bu değişimin getirdiği sorunlardan birisi de hayalet titreşim sendromudur. Bir modern zaman sendromu da diyebiliriz belki buna.
Neredeyse 6. duyu organımız haline gelen cep telefonlarımız bizi yanıltmaya başladı. Kullanımı her geçen gün artan telefonlarımızın çantamızda ve cebimizde titreyerek bildirim habercisi olması yeni bir sendromun hayatımıza girmesine neden oldu. Hayalet uzuv sendromu olarak da tanımlanan bu durum cep telefonlar için yapılan “6. uzuv” benzetmesini haklı çıkarıyor.(trthaber.com)
Hayalet Titreşim Sendromu Neden Olur?
Sinirbilimcilere göre bu hissin asıl sebebi sosyal medya paylaşımlarının beynimizde dopamin adı verilen mutluluk hormonunu arttırması. Elimizden düşürmediğimiz telefonumuza bir süre bildirim gelmemesi, beynimizin bağımlı olduğu bu dopamini alamaması anlamına geliyor. Beklediği sinyali alamayan beyin, psikoza benzer bir durum yaratıyor. Titreşim sesi duyuyormuşsunuz veya titreşimi hissediyormuşsunuz gibi düşünmenize yol açıyor.
Teknoloji devrimi ile hayatlarımıza etki eden pek çok faktör var. Bunlardan birisi, belki de en önemlisi akıllı telefonlar ve internet erişimi. Günlük hayatımızın hemen her anının vazgeçilmezi olan akıllı telefonlar aracılığı ile sosyal medya kullanımı, sürekli çevrimiçi olma, gelişmelerden haberdar olma, varlığını sanal ağlar üzerinden ispat etme durumu gibi çok çeşitli haller ortaya çıkmıştır. Hayalet Titreşim Sendromu’nun geçmişine baktığımızda çok fazla uzaklaşmadan nomofobi ile karşılaşıyoruz. İngilizce “no mobilephone phobia” ifadesinin kısaltması olan “nomofobi”nin Türkçe karşılığı “akıllı telefonsuz kalma korkusu” olarak geçiyor (gencdergisi.com).
Modern zamanın en büyük problemlerinden biri de gelişen sanal dünya ile duygularımızın da değişmesidir. İnsan, doğası gereği sosyal bir canlıdır. Sanal ortam ve telefonlar, bu yönümüzü besler. Bizler bu araçlardan beslenirken bunları birden zevkle elimizden bırakabileceğimizi zaten düşünmüyorum. Yine de adım adım bazen canımızın sıkılmasına, yalnız kalmaya, farklı alışkanlıklar edinmeye alan açmamız gerektiğini düşünüyorum. Umarım siz de kendinize farklı alanlar açma fırsatını verebilirsiniz.
Kaynakça:
Related Posts
WERNİCKE KORSAKOFF SENDROMU
Islak beyin olarak da adlandırılan Wernicke Korsakoff sendromu, 19. Yüzyılda...
ÖLÜSEVERLİK (NEKROFİLİ)
İnsanların güvenlik, sevgi gibi bazı temel ihtiyaçları vardır. Maslow’un...
ÇOCUKLARDA AYRILIK ANKSİYETESİ
Yaşamının ilk yılında bebeğin psikososyal görevi güvenmeyi öğrenmektir. Bakım...
PSİKOLOJİK İYİ OLUŞ: POZİTİF OLMA SANCISI
Hayatta birçok engellerle karşılaşırız. Bu engellere karşı içimizde var olan...