ROMANTİK İLİŞKİLERDE KISKANÇLIK
Kıskançlık; az şiddetli ya da çok şiddetli davranış ve tepkilere dönüşebilen duygu ya da ruhsal durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bazı insanlarda kısa süreli ruhsal değişikliklere yol açarken bazı insanlarda ise kaygı, kalp çarpıntısı, öfke gibi daha karmaşık tepkilere yol açabilmektedir.
Kıskançlığı farklı başlıklar altında inceleyebiliriz;
-Yetersizlik duygusu olarak kıskançlık; kişi aşk aracılığıyla kendi benliğini güçlendirir. Her zaman partnerine karşı bir güvensizlik hisseder ve terk edilme korkusu hissedilir.
-Yansıtma olarak kıskançlık; kişi kendi sadakatsizliğini partnerine yansıtır. Bu aslında kişinin kendi suçluluk duygusunu hafifletmek için geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır.
-Sahiplenme olarak kıskançlık; aşk özellikle de cinsellik kişinin güvence ihtiyacından doğar. Gösterilen ilgi aslında partnere değil partnerden kendisine yönelen duygulara yöneliktir. Kişi partnerinde huzur, güç, tatmin, kabul edilme arar ve bunları elde etmek için de partnerine öfkeli, abartılı, tutkulu, çocuksu ve yönlendirici davranışlarda bulunur.
-Bastırılmış eşcinsellik olarak kıskançlık; kişi kendi gizli eşcinselliğini bastırır ve bilinçdışına iter. Bu durumda rakibe duyulan nefret, onun çekiciliğine karşı geliştirilmiş bir savunma mekanizması olarak karşımıza çıkar.
Kıskançlık hezeyanı ise ortada gerçek bir neden olmadan ortaya çıkar. Bu durumda kişinin duygusal yaşamına kıskançlık yön verir. Kişi sürekli partnerinin sadakatsizliğine yönelik kanıt ve işaretler arar hatta bazen bunları kendisi yaratır. Kıskançlık hezeyanının başlıca belirtilerine bakacak olursak; sürekli bir şeyleri sorgulama, aşırı kuşkulu olma, öfke patlamaları, çeşitli varsayımlarda bulunma ve sürekli kavga etmeye eğilimli olma sayılabilir. Kıskançlık hezeyanları özellikle de kronik alkolizm vakalarında sıklıkla rastlanmaktadır (Medicana Genel Sağlık Ansiklopedisi, 1993).
İlişkideki kıskançlığın çeşitli değişkenler ile ilişkisini inceleyen bir araştırmada araştırmacılar, evli olmayan kişilerin kendilerini evli olanlardan daha kıskanç bulduklarını görmüşlerdir. Evli olmayan kadınların belirttikleri kıskançlık düzeyi evli olanlardan daha yüksektir. Ayrıca evli kadınlar evli erkeklerden daha yüksek bir kıskançlık düzeyi belirtmişlerdir. Tüm bunlara ek olarak kıskançlık durumunda, kadınların erkeklerden daha şiddetli fiziksel, duygusal ve bilişsel tepki verdiklerini belirttikleri görülmüştür (Demirtaş vd, 2006).
Bu noktada bağlanma stilleri kıskançlık düzeyinin önemli bir yordayıcısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin kaygılı bağlanma arttıkça kıskançlık artmakta, kaçınmacı bağlanma arttıkça kıskançlık azalmaktadır (Sümer, 2017).
Kaynakça
Demirtaş H. A, & Dönmez A. (2006). Yakın ilişkilerde kıskançlık: Bireysel, ilişkisel ve durumsal değişkenler. Türk Psikiyatri Dergisi, 17(3), 181 – 191.
Kıskançlık. Medicana Genel Sağlık Ansiklopedisi. İstanbul: Ana Yayıncılık, 1993.
Sümer, S. (2017). Romantik ilişkilerde bağlanma stilleri, romantik kıskançlık ve ilişki doyumu arasındaki ilişkinin incelenmesi. Hasan Kalyoncu Üniversitesi. 1-100
Related Posts
Uyku Bozukluğu : İnsomnia Disorder
Uyku bozuklukları kişilerin genellikle uyku ile ilgili olan sorunlarıdır. Her...
Stockholm Sendromu
1973 yılında İsveç’in Stockholm kentinde firari bir mahkum dört banka çalışanını...
Savaşın Asker Üzerindeki Psikolojik Etkisi – TSSB
Ülkeler arasındaki ilişkiler ulusal çıkarların korunması ile ilgilidir. Bu...
Cotard Sendromu
Cotard Sendromu yani “yaşayan ölü sendromu”, kişinin kendisinin ya da vücut...