Toplumsal Cinsiyet Rolleri
Bireyin cinsiyetti belli olduğu andan itibaren, bireye kadınsı ya da erkeksi rolleri atfedilmektedir (Bingöl, 2014). Ebeveynler, çocuğun cinsiyetine bağlı olarak eşyalar almakta ve cinsiyete bağlı olarak çocuğun geleceğini planlamaktadır. Bu nedenle insan doğduğu anla birlikte toplumsal cinsiyet rollerini öğrenmektedir (Özdemir, 2006). Cinsiyet, bireyin biyolojik koduyken toplumsal cinsiyet, bireyin kültürel yapıdaki yeridir (Hepşen, 2010). Başka bir değişle toplumsal cinsiyet, kadının ve erkeğin toplumdaki görevlerini gösteren bir kavramdır (Özaydınlık, 2014). Toplumsal cinsiyet rolleri kadın ve erkeğe farklı sorumluluklar yüklemektedir. Bu sorumluluklar cinsiyetler arası ayrımcılığa neden olmaktadır (Bora, 2011). Çocukluk zamanında başlayan bu ayrımcılıkta, erkek çocukları silah gibi güç ve sertlik gerektiren oyuncaklarla oynarken kız çocuklarının silaha göre daha yumuşak ve güç içermeyen bebeklerle oynaması söz konusudur. İlerleyen zamanlarda ise erkeklerin daha güç gerektiren işlerde çalışma imkanı varken kadınların evde oturup çocuklara bakması, bir işte çalışıyor ise bu işin daha az güç gerektiriyor olması lazımdır. Toplumsal cinsiyet rolleri kültürü ve insanları bir araya getirmektedir. Erkeksi ve kadınsı roller de insanı ve kültürü bir arada tutup ideal kadın ve erkeği tanımlamaktadır (Dökmen, 2015). Toplumsal cinsiyet rolleri algılanması bakımından gelenekselci ve eşitlikçi olarak ayrılmaktadır. Gelenekselci toplumsal cinsiyet rolünde kadınların hakları olumsuz şekilde etkilenmektedir. Erkeğin egemen olduğu toplumumuzda gelenekselci algılayışa göre kadınlar, erkeklerin yanında olmalı ve evde yapılacak olan işlerden sorumlu olmalıdır. Erkekler, evin geçimini ve güvenliğini sağlamalıdır. Gelişen dünyamızda gelenekselci toplumsal cinsiyet rolleri azalmakta ve eşitlikçi toplumsal cinsiyet rolleri artmaktadır. Eşitlikçi toplumsal cinsiyet rolünde kadınlar erkekler gibi ekonomik olarak özgürdürler ve kendi ayakları üzerinde durabilirler. Sosyal anlamda da bağımsız bir hale gelmişlerdir (Genç ve Kara, 2016).
Freud, toplumsal cinsiyet rollerinin bireyin hayata geldiği andan itibaren gelişmeye başladığını söylemiştir. Psikoseksüel gelişim dönemlerini olumlu bir şekilde atlatmış olan bireylerin ileride sağlam bir kişiliğe sahip olacağını söyler. Pskioseksüel gelişim dönemlerini olumsuz bir şekilde atlamış olan bireylerin ise cinsiyet rolü çatışmasını yaşayacağını ve psikolojik açıdan zehirleneceğini vurgular (akt. Kavuncu, 1987).
Horney (1991) ise Freud’a karşı eleştirilerde bulunmuş ve söylediği bazı kavramlara karşı çıkmıştır. Penis kıskançlığına karşı rahim kıskançlığı kavramını ortaya koymuştur. Cinsiyetlerin ayrımı olmadığını bu ayrımı yapanın toplum olduğunu söylemiştir.
Evrim psikolojisine göre toplumsal cinsiyet rolleri, genlerin kuşaklara aktarılması ve genetik dizilimin nesiller boyu yaşamasını sağlama yollarından biridir (Dökmen, 2004). Sosyal rol kuramına göre, sosyal bir alanda insanlardan beklenen davranışsal farklılıklar toplumsal cinsiyet rolleridir (Eagly, 1997). Sosyal Öğrenme Kuramına göre ise toplumsal cinsiyet çevreden rol model alınarak kadınlık ve erkekliğin öğrenilmesidir (Bussey ve Bandura, 1999). Toplumsal cinsiyet şeması kuramı, toplumsal cinsiyetin şemalardan öğrenildiğini ileri sürmektedir. Şemalara göre toplumsal cinsiyet rollerini üstlendiğimizi söylemektedir (Bem, 1981).
Toplumsal cinsiyetle ilgili son zamanlarda bir çok araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılmaktadır. Literatür incelendiğinde yapılan çalışmalarda cinsiyet değişkenine bağlı olarak toplumsal cinsiyet rolünün algılanmasının farklılık gösterdiği, erkeklerin kadınlara göre daha gelenekselci olduğu sonucuna varılmıştır (Maness ve arkadaşları, 2000).
Kaynakça
Bem, S. L. (1981). Gender schema theory: A cognitive account of sex typing. Psychological Review, 88 (4), 354-364.
Bingöl, O. (2014). Toplumsal cinsiyet olgusu ve Türkiye’de kadınlık. KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırma Dergisi, 16 (özel sayı 1), 108-114.
Bora, A. (2012). Toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık. Ayrımcılık Çok Boyutlu Yaklaşımlar 175-187. İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Bussey, K., and Bandura, A. (1999). Social cognitive theory of gender development and differentiation. Psychological Review, 106 (4), 676-713.
Dökmen, Y. Z. (2015). Toplumsal cinsiyet sosyal psikolojik açıklamalar (6.Baskı). İstanbul: Remzi Kitapevi.
Eagly, A. H., & Wood, W. (2000). A call to recognize the breadth of evolutionary perspectives: Sociocultural theories and evolutionary psychology. Psychological Inquiry, 1 (11), 52-55.
Genç, Y., ve Kara, H. Z. (2016). İç göç sürecinde birey rollerinin toplumsal cinsiyet açısından değerlendirilmesi. PESA Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2 (3), 31-40.
Hepşen, Ö. (2010). Tevrat, İncil ve Kuran-ı Kerimde kadın bedeni (Yüksek Lisans Tezi). Ankara Üniversitesi, Ankara.
Horney, K. (1991). Kadın psikolojisi (2. Baskı). (çev., Budak, S.) İstanbul: Öteki Yayınevi.
Kavuncu, A. N. (1987). BEM Cinsiyet Rolü Envanteri’ni Türk toplumuna uyarlama çalışmaları (Bilim Uzmanlığı Tezi). Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Özaydınlık, K. (2014). Toplumsal cinsiyet temelinde Türkiye’de kadın ve eğitim. Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 14 (33), 93-112.
Özdemir, E. (2006). Okul öncesi dönem çocuklarının cinsiyet özelliklerine ilişkin kalıp yargıların incelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Ankara Üniversitesi, Ankara.
Related Posts
Demografik ve İçsel Faktörlerin Trafikteki Stres Üzerindeki Etkisi
Stresin sürüş performansı üzerinde önemli bir etkisi olduğu pek çok...
AMOK SENDROMU
Kaynaklarda “Koşan Amok veya Amok Koşucusu (Running Amok)” olarak isimlendirilen...
Klasik Koşullanma Perspektifi Üzerinden Fobiler
‘Klasik Koşullanma’, Rus fizyolog Ivan Pavlov tarafından keşfedilmiş ve...
POLİSLİK VE STRES
Polislik günümüz meslekleri arasında gerek çalışma saatleri gerek de tehlikeli,...